Partisinin ilçe kongreleri ve sandık müşahitleri toplantısı için Manisa’ya gelen Tekrar Refah Partisi Genel Lideri Dr. Fatih Erbakan, iktidara ‘yeni iktisat modeli’ üzerinden yüklendi. Vatandaşın elektrik ve doğalgaz faturalarını ödemekte dahi zahmet çektiğini hatırlatan Erbakan, “Şimdi de ‘yeni iktisat modeli’ diye ihracatçının döviz bedelinin yüzde 25’ine, milletimizin yastık altındaki birikimine, bayanların bileziklerine, takılarına göz diktiler… Neden verecekmişiz altınımızı, dövizimizi? Faize, imtiyazlı holdinglere, israfa kaynak olsun diye mi? Evvelden bir kelam vardı; ‘Her şeyi devletten beklemeyin’ diye, artık o kelam değişti; ‘Her şeyi de milletten beklemeyin!’ Biraz da devlet olarak siz bir şeyler yapın, tasarruf edin, kaynak üretin.” davetinde bulundu.
Mehmet UZEL (ANKARA İGFA)- Yine Refah Partisi Genel Lideri Dr. Fatih Erbakan açıklamasında şunları kaydetti: “İktidara geldiklerinden bu yana tam 170 devlet kuruluşunu sattılar. 240 devlet kuruluşu teslim aldılar, sata sata elde 70 tane kaldı. Bu yetmedi, ‘Yokluk Fonu’ kurdular, elde avuçta kalanları burada toplayıp bunların üzerinden de borç aldılar. Devlete ilişkin 6 bine yakın tapuyu sattılar. Bu da yetmedi, Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi, ülkenin kefen parası olan 41 Milyar TL’yi harcayıp bitirdiler, üstüne Merkez Bankası’nın döviz rezervini eksi 55 milyar dolara indirdiler. Devletin tüm kaynaklarını bitirdiler. Bu milletin parasıyla 513 milyar dolar faiz ödediler. İmtiyazlı holdinglere milyarlarca doları aktardılar. Bu milletten 20 senede ‘2.4 trilyon dolar vergi’ topladılar. Pandemide vatandaşına en az nakit yardımı yapan 3 ülkeden biri olduk, hatta vatandaşa IBAN numarası verildi. Yetmedi yılbaşından beri Elektriğe konutlar için yüzde 125 artırım, işyerleri için yüzde 168 artırım, doğalgaza artırım, köprü-otoyola artırım, vergi-harçlara artırım, ARTIRIM ZAM ZAM… Bakın bu millet dondurucu soğukta ucuz Ayçiçek yağı kuyruğunda, halk ekmek kuyruğunda bekliyor. Elektrik faturasını ödeyememiş, karanlıkta-soğukta oturuyor. Geçtiğimiz günlerde boş baklava devri başladı artık de boş tost, boş gözleme haberlerini hepimiz okuyoruz. Taneyle salatalık satılıyor, pazarlarda kırık havuç satışı yapılıyor, beşerler perişan olmuş, yetmez, daha bir de üstüne artık yastık altındaki altındakileri verin diyorlar.”
HER ŞEYİ MİLLETTEN BEKLEMEYİN
İktidarın temel besin eserlerinde yüzde 7 KDV indirimini olumlu bulduklarını lakin yapılan artırım oranları karşısında yetersiz kaldığını aktaran Erbakan, “Eskiden bir kelam vardı; ‘Her şeyi devletten beklemeyin’ diye, artık o kelam değişti, ‘Her şeyi de milletten beklemeyin!’ Biraz da devlet olarak siz bir şeyler yapın, tasarruf edin, kaynak üretin. ‘Efendim bakın ne hoş KDV’de %7 indirim yaptık’ düzgün de siz her vakit söylediğimiz üzere ‘kaşıkla verip kepçeyle almaya’, ‘vatandaşın sağ cebine 3 lira koyarken sol cebinden 10 lira almaya’ devam ediyorsunuz. Evvel adeta yağmur üzere yağan doğalgaz, elektrik, kömür, köprü-otoyol artırımları, elektrik faturalarının bir ayda yüzde 100’den fazla artışı, Borç-Faiz ve Beton-Çimento iktisadı nedeniyle patlayan döviz kurları ve büyük ölçüde buna ve üretimsizliğe bağlı olarak yıllık yüzde 115, aylık dahi yüzde 15 düzeyine gelen enflasyon… Gerisinden besin eserlerinden alınan KDV’de yüzde 7’lik indirim! Ellerinize sıhhat da fiyatlar bir ayda ‘yüzde 15’ artarken, yüzde 7’lik KDV indirimi devede kulak dahi değildir. Bu indirim yalnızca 2 haftalık enflasyonla yok olup gidecektir.” biçiminde konuştu.
BİRKAÇ MİLYAR DOLAR İÇİN ÇALMADIKLARI KAPI KALMADI
İktidarın ekonomik darboğaz yüzünden ABD’ye, Çin’e, BAE’ye, İsrail’e yakınlaşmaya çalıştığını kaydeden Erbakan, kelamlarına şöyle devam etti: “Çin’den ‘birkaç milyar dolar bulacağım’ diye Doğu Türkistan’daki zulmü görmezden geliyorlar, 15 Temmuz’un finansörü dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile muahede imzalıyorlar. Kendi sözleri olarak belirttikleri ‘çocuk öldürmesini çok uygun bilen’ İsrail’le de alakaları düzeltmenin peşindeler… Öncelikle birkaç ay evvel şahsen Cumhurbaşkanı’nın ‘gönül ister ki İsrail’le münasebetlerimiz eski düzeyine gelsin’ açıklaması, sonrasında Türk-Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Sn. Cumhurbaşkanı’na kutsama duası okumaları, tekrar Sn. Cumhurbaşkanı’nın daha evvel İsrail’le muahede yapmasından ötürü düşman bellediği BAE ile alaka kurup muahedeler imzalaması, C. Başkanlığı sözcüsünün İsrail ziyareti ve en sonunda da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Mart ayında Türkiye’ye yapacağı ziyaretin ilan edilmesi, İsrail ile son devirde yaşanmakta olan yakınlaşmanın ulaştığı noktayı göstermektedir… Tüm bu gelişmeler iktidarın, 20 yıldır uygulanan borç-faiz iktisadının sonucunda karşılaşılan ekonomik darboğazdan çıkış için, İsrail’le tekrar dost olma ve böylelikle Biden idaresi ile buzları eritme siyaseti uyguladığını göstermektedir. Birkaç milyar dolar döviz için çalmadıkları kapı kalmadı… Neden bu haldeler zira israfı ve imtiyazlılara kaynak aktarmayı terk edip, denk bütçeyi gerçekleştirmedikleri için, borçlanma yerine ulusal kaynak paketleri ile kaynak üretip, üretim-istihdam-ihracat odaklı iktisat modelini uygulamadıkları için, dış siyasette da D-8 Organizasyonu’nun güçlendirilip, D-60 amacını gerçekleştirmek yerine 20 yıldır G-20, AB’nin gerisinden gittikleri için… Bunlar olmadığı için güçlü Türkiye olamıyoruz ve güçlü olamadığımız için de ona buna yakınlaşmaya çalışıyoruz. Bütün bunlar Erbakan Hocamızın kendilerine yıllarca anlattığı bahislerdir.”
ASIL SIKINTI KENDİLERİNİN MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKMAMALARIDIR
‘Gözlerimizin içine bakın diyorlar lakin asıl sorun kendilerinin yıllardır milletin gözünün içine bakmamaları, milletle göz göze gelmekten kaçınmalarıdır.’ diyen Erbakan, “Ancak milletimiz onların gözünün içine bakıyor ve artık millete bir şey veremeyeceklerini görüyor, millete bir şey vermek şöyle dursun, bu milletten daha ne alabiliriz hesabındalar. Bu Millet bunu artık çok uygun biliyor ve Türkiye’nin her köşesinde akın akın Yine Refah’a koşuyor… Biz Yine Refah Partisi olarak; yoksulu daha yoksul, zengini daha varlıklı yapan bu nizamı değiştireceğiz. Yoksuldan alıp, zengine veren bu sistemi ortadan kaldıracağız… “Önce imtiyazlılar” diyen bu anlayışı ‘önce millet’ diyen anlayışla değiştireceğiz.” tabirlerini kullandı
